01.07.2014 4. gün için planımız Colosseum, Roman Forum ve Paletine'yi gezmek.

Monopodumuz da turistlerin ilgisinden nasibini alıyor |
![]() |
Kendimize birer Colosseum hatırası almayı ihmal etmiyoruz |
Colosseum tabii ki tüm ihtişamıyla bizi büyülüyor. İzlediğimiz filmlerdeki ölümcül gladyatör dövüşleri gözümüzün önünde canlanıyor. Colosseum içindeki iki katı karış karış gezdikten sonra bir de içerideki müzeye göz atıyoruz. Artık burayı terk edip Roman Forum'a gidebiliriz. Roman Forum, çok geniş bir alan üzerine yayılmış birçok tapınak ve anıtı gözler önüne seriyor. Nereye bakacağımızı şaşırıyoruz.
Roman Forum'dan Palatine'ye geçiyor ve buram buram tarih kokan gezimize devam ediyoruz. Bu geziyi Roma'daki son günümüze bıraktığımız için mutluyuz. Zira bu, yorgunluğumuzun ve tarih bombardımanının en uç noktası olmalı diye düşünüyoruz. Bu noktadan itibaren Roma ile vedalaşmak ve yeni şehirlere ve keşiflere kendimizi bırakmak niyetindeyiz.
Yalnız son bir eksiğimiz var. Efe kendine kask aldığından beri bana da hemen bulmamız gerektiği konusunda söyleniyor. Biz de Fontana Di Trevi yakınlarında yine daha önceden duymuş olduğumuz birkaç yere bakma planını bugüne ayırıyoruz. Ben daha İtalyan işi bir kask istiyorum. Dolayısıyla daha kolay bulacağımızı düşünüyorum. O sokaktan giriyor, diğerinden çıkıyoruz ama bir türlü kask satan bir yer bulamıyoruz. Birkaç kişinin yönlendirmesiyle birkaç dükkana girip çıksak da istediğimiz gibi bir şey yok. Son umudumuz, Vespa'yı kiraladığımız yerde bahsettikleri Vespa Museum. Buraya ulaşmamız da bir hayli yorucu oluyor çünkü Colosseum'a geri yürümek zorunda kalıyoruz. Yaklaşık yarım saat içinde Vespa Museum'a varıyoruz. Fakat orjinal Vespa kaskları dışında bir alternatif burada da yok. Vespa cennetinde kask bulamamamız bizi biraz hayal kırıklığına uğratıyor. Derken birkaç kişi Tiber Nehri'nin diğer tarafında, Trastevere yakınlarında birçok alternatif bulabileceğimiz bir yerden bahsediyor. Haritayı elime alınca benim yüzüm ekşiyor ama Efe vazgeçecek gibi değil. Kaç kilometre yürüdüğümüzü hesaplayamıyorum bile. Bize verilen adrese sonunda varıyoruz ve zor da olsa sokağı bulduktan sonra gördüklerimiz bütün bu yorgunluğa değiyor. Şimdi Roma'da herkesin kaskını nereden aldığını anlıyorum. Burası aynen Roma'nın Eminönü'sü gibi; tam bir kask cenneti. Karşılıklı birçok dükkan sayısız modelde kaskı kaldırımlarda sergiliyorlar. Her birini teker teker geziyor ve sonunda beni bekleyen kaskıma kavuşuyorum. İtalya'da en çok tercih edilen kasklardan biri; çok kibar ve diğer kasklara nazaran biraz daha ufak. Fiyatı da oldukça uygun. Adının 'Dieffe' ('di' İtalyancada iyelik eki olduğundan ben bunu 'Efe'nin' olarak yorumluyorum) olması ise almam için yeterli bir neden :)
İstediğimiz her şeyi eksiksiz yapmış olmanın verdiği mutlulukla evimize dönüyoruz. Bir metre daha yürüyecek enerjimiz kalmıyor. Ertesi gün sabah erkenden Napoli'ye doğru yola çıkacağız. Bu akşam eşyalarımızı toparlamamız ve yarına hazır olmamız gerekiyor. Yine de son bir gayretle kendimizi yeniden dışarı atıyor ve Il Vero Alfredo'ya gidiyoruz. Kesinlikle irade dışı olan bu gezi, fettucinimiz geldiğinde bize bir kez daha 'ne iyi yaptık' dedirtiyor. Son metroya birkaç dakikayla yetişiyor ve gece 00:00 sularında yeniden eve dönüyoruz. Efe ertesi gün nereye nasıl ulaşacağımızın araştırmasını yaparken, ben de sırt çantalarımızı hazırlıyorum. Kulağımızda Lando Fiorini'den 'Arrivederci Roma', her anı dopdolu geçen bu macerayı burada noktalıyoruz...
HISTORY OF ALFREDO DI LELIO CREATOR IN 1908 OF “FETTUCCINE ALL’ALFREDO”, NOW SERVED BY HIS NEPHEW INES DI LELIO, AT THE RESTAURANT “IL VERO ALFREDO” – “ALFREDO DI ROMA” IN ROME, PIAZZA AUGUSTO IMPERATORE 30
YanıtlaSilWith reference of your article (thanks for indication of my restaurant), I have the pleasure to tell you the history of my grandfather Alfredo Di Lelio, who is the creator of “fettuccine all’Alfredo” in 1908 in the “trattoria” run by his mother Angelina in Rome, Piazza Rosa (Piazza disappeared in 1910 following the construction of the Galleria Colonna / Sordi).
More specifically, as is well known to many people who love the “fettuccine all’Alfredo", this famous dish in the world was invented by Alfredo Di Lelio concerned about the lack of appetite of his wife Ines, who was pregnant with my father Armando (born February 26, 1908).
Alfredo di Lelio opened his restaurant “Alfredo” in 1914 in Rome and in 1943, during the war, he sold the restaurant to others outside his family.
In 1950 Alfredo Di Lelio decided to reopen with his son Armando his restaurant in Piazza Augusto Imperatore n.30 "Il Vero Alfredo" (“Alfredo di Roma”), whose fame in the world has been strengthened by his nephew Alfredo and that now managed by his nephew Ines, with the famous “gold cutlery” (fork and spoon gold) donated in 1927 by two well-known American actors Mary Pickford and Douglas Fairbanks (in gratitude for the hospitality).
See also the website of “Il Vero Alfredo” (with news about franchising).
I must clarify that other restaurants "Alfredo" in Rome do not belong to the family tradition of "Il Vero Alfredo – Alfredo di Roma" in Rome.
I inform you that the restaurant “Il Vero Alfredo –Alfredo di Roma” is in the registry of “Historic Shops of Excellence” of the City of Rome Capitale.
Best regards Ines Di Lelio